Uzman Klinik Psikolog Kevser Baysal
• 18 Ekim 2022 - 5 dk • 5 dakikada okunabilir
Travmalar insanlar hayatın olağan akışında ilerlerken beklemediği anda başına gelen kötü ve farklı alanlarda etkileri olan olaylardır. Olağandışı olmaları nadir karşılaşıldığı anlamını taşımaz, hemen her insan hayatının bir döneminde travmaya maruz kalabilir. Ölüm, hastalık, doğal afet, kaza, taciz benzeri türden olayları travmalara örnek olarak gösterebiliriz.
Travma sonrası stres bozukluğu travmatik bir olay yaşadıktan sonra olayın fiziksel ve ruhsal etkilerini uzun bir zaman atlatamayan bu etkilerin kişiyi yoğun bir stres altında bıraktığı psikolojik bir rahatsızlık türüdür. Her travma sonrası, stres bozukluğu yaşanacak değildir, çünkü her insanın olaya yaklaşım şekli farklılık gösterir. İnsanların travmanın etkilerini silme süreleri travmanın şiddetine, kişinin ruhsal sağlık ve dayanıklılığına göre değişebilir. Ölümcül bir kaza atlatan iki kişiden birisi olay sonrası olayın anılarını belleğinden birkaç gün ya da birkaç haftada silebilirken kimi insan için etkileri yıllar boyunca kaybolmaz. Beklenilmeyen acı verici olaydan sonra olayı görmezden gelip yok saymak ne kadar sağlıksızsa uzun zaman etkilerini taşımak da o kadar yıpratıcıdır.
Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişiler gün içerisinde korktukları, çaresiz hissettikleri olayı tekrar tekrar hatırlarlar ve aynı olayı tekrar yaşayacakları korkusuna sahip olurlar. Bu tedirginlik hali dünyaya ve diğer insanlara karşı güvensiz bir tutum sergilemelerine ve kırılgan bir ruh haline bürünmelerine yol açar. Olay anının zihnin hep bir köşesinde yer alması kişinin gün içerisinde ani irkilmeler ve öfke patlamaları yaşanmasına, tekrar aynı durumu yaşayacağı korkusu ise uykusuzluk, stres ve depresyonun oluşumuna zemin hazırlar.
Travma sonrası stres bozukluğunun belirtilerini üç şekilde görmek mümkündür: Yeniden yaşama, kaçınma ve uyarılma. Yeniden yaşama, kişinin şimdiki zamanda yaşaması yerine düşüncelerinin hep unutamadığı olay çevresinde dolaşması olarak tanımlanabilir. Geçmiş tekrar tekrar yaşanarak kişinin bugününü olumsuz etkiler. Yaşanılan kötü anıyı unutmak için olayın konuşulmasından, olayı hatırlatacak detaylardan uzak durmaya çalışması kaçınma durumudur. Uyarılma ise travmanın yeniden yaşanabileceği korkusu ile oluşan diken üstünde olma halidir. Ani irkilmeler ve uykusuzluk uyarılmanın göstergeleridir.
Bu rahatsızlığın üstesinden terapi yoluyla ya da gerekli görüldüğü takdirde ilaç kullanımı ile gelinebilir. Alanında uzman kişilerle yapılan terapi seansları ile kişinin ihtiyacına ve yaşadığı travmasına göre çalışmalar yapmak faydalı olacaktır. Özellikle EMDR yani göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme yöntemi kişinin olumsuz anılarının olumlu, öğretici deneyimlere dönüşmesi açısında etkilidir. Bilişsel davranışçı terapi ile de travma sonrası stres bozukluğu sonucu gelişen sağlıksız düşüncelerin etkisinden kurtulunabilir.
Not: Bu içerik yalnızca bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır ve terapi sürecinin yerini kesinlikle tutmaz. Psikolojik durumunuzu yönetme süreciniz yorucu ve zor geçiyor ise lütfen profesyonel yardım almayı hedefleyin.